K-: “Günümüz kadını ne istiyor. Zor bir soru bu.”
E-: “Bence de. Zor cidden. Bu hani nasıl-dersiniz … “
K-: “Ya da başka türlü dile getirirsek, günümüz kadını ne istediğini sanıyor ama gerçekte ne istiyor.”
E-: “Ya da ne istemesi gerektiğini düşünüyor.”
K-: “Bir erkekten.”
E-: “Bir adamdan.”
K-: “Cinsel anlamda…
E-: “Bildiğimiz çiftleşme ritüeli açısından.,
K-: isterse Taş Devri’nden çıkma gibi gelsin kulağa, ben yine de bunun asıl mesele olduğunu iddia edeceğim. Çünkü mevzu çok karışık.,
‘E-: “Bunu bir daha söyle.,
K-: “Çünkü artık modern kadın ne istemesi ve cinsel açıdan nasıl davranması gerektiği hakkında bir sürü çelişkili ve emsalsiz durumla karşı karşıya.”
E-: “Modern kadın kendi üzerine yığdığı çelişkilerden bir yumak, öyle ki fıttırmak üzere.”
K-: “Ne istediklerini bilmek bu yüzden bu denli güç. Güç ama olanaksız değil.”
E-: “Hani o klasik evlenilecek kız ile eğlenilecek kız ikilemindeki gibi. İyi kız, sürtüğe karşı. Saygı duyup annenle tanıştırdığın kız bir yanda, si kip atmakla yetindiğin kız öte yanda.”
K-: “Evet üstüne bir de şu yeni beklentiyi, kadınların da tıpkı erkekler gibi seksüel failler olduğunu söyleyen o feminist-tirepostfeminist beklentiyi de ekleyelim. Buna göre seksüel olmak tamam; bir adamın arkasından ıslık çalmak, saldırganlık edip canının çektiğinin peşinden gitmek tamam. Onla bunla yatmak tamam. Günümüz kadını için neredeyse zorunlu bir şey onla bunla yatmak.”
E-: “Yine de, içten içe, o bildik saygıdeğer kız sürtüğe karşı olayı hissedilir. Eğer feministsen onla bunla yatmak tamamdır ama diğer yandan onla bun]a yatmak kabul edilemez çünkü heriflerin çoğu feminist değildir ve önünüze gelenle yatarsanız bir daha size saygı duymaz, aramazlar.”
K-: “Yap ama yapma. Kördüğüm.”
E-: “Paradoks. Her yol bo k. Medya da kışkırtıyor.”
K-: “Bütün bu bokun ruhlarına nasıl bir yük bindirdiğini tahmin edebilirsin.”
E-: “Dünya çok değişti palavrası.”
K-: “Bu yüzden çoğu tırlak ya zaten.”
E-: “Stresten kafayı yemişler.”
K-: “Bu, gerçekten onların hatası değil.”
E-: “Günümüz medya kültüründe üstlerine bindirilen o çelişkiler yumağı kime kafayı yedirmez ki?”
K-: “Burada önemli olan tam da bunun işi güçleştirmesi, sözgelimi cinsel olarak birine ilgi duyduğunuz ve onun bir erkekten gerçekten ne istediğini anlamaya çalıştığınız zaman.”
E-: “Tam karmaşa. Nasıl yaklaşacağını anlayıncaya kadar kafayı yersin. Kabul eder mi, etmez mi. Bugünün kadını iki ucu boklu değnek resmen. Bir Zen koanını anlamaya çalışmak gibi aynen. Ne istedikleri söz konusu olduğunda, resmen gözlerini kapatıp balıklamasına dalman gerekiyor.”
K-: “Katılmıyorum.”
E-: “Benzetme yapmak istedim.”
K-: “Gerçekte ne istediklerini bulmanın olanaksız olduğuna katılmıyorum.”
E-: “Olanaksız demedim sanırım.”
K-: “Yine de günümüzün postfeminist düzeninde bunun fazlasıyla zor olduğunu ve ciddi bir çıkarsama yeteneğiyle hayal gücü gerektirdiğini kabul ederim.”
E-: “Eğer tam anlamıyla olanaksız olsaydı, o zaman insanlık ne halde olurdu ki?”
K-: “istediklerini iddia ettikleri şeye inanmamak gerektiğine katılıyorum.”
E-: “Sadece böyle söylemeleri gerektiğinden mi, bunu istedikleri belli değil diye mi?”
K-: “Bana göre aslında genellikle ne istediklerini çıkartabilirsin, yani neredeyse mantık yoluyla çıkarta bilirsin, eğer onları anlamak için çaba harcamaya, nasıl zor bir durumda olduklarını çözmeye niyetliysen.”
E-: Ama söylediklerine bakarak hareket edemezsin, asıl olay bu.”
K-: “Bunu kabul ederim. Modern feminist-tire-postfeministler mütekabiliyet ve bireysel özerkliklerine saygı talep ettiklerini söylerler. Seks yaşanacaksa, derler, cinselliklerinden ve bunun seksüel dışavurumlarından eşit ölçüde sorumlu olan iki özerk ve eşit taraf arasında karşılıklı uzlaşma ve arzuya dayanılarak yapılması gerekir.”
E-: “Kelimesi kelimesine böyle dediklerini duydum.’,
K-: “Tam zırva.”
E-: “Patron ağızlarını öğrenmişler, besbelli.”
K-: “Şu bahsettiğimiz çözümü imkansız çifte açmazı anla maya başladığın anda nasıl da zırva olduğunu kolayca görüyorsun.”
E-: “Zaten apaçık ortada.”
K-: “Hem cinsel açıdan özgürleşmiş, otonom ve dayatmacı olması bekleniyor, hem de aynı zamanda o bildik saygıdeğer-kız sürtüğe-karşı ikileminin bilincinde; bazı kızların sırf özsaygıdan yoksun oldukları için kendilerini cinsel anlamda kullandırdıklarını biliyor ve bir yandan da hoppa bir kadın olarak görünme fikrinden ürküyor.”
E-: “Artı, postfeminist kızların erkeğin cinsel paradigmasıyla kadınınkinin kökten farklı olduğunu bildiklerini de unutma-“
K-: “Mars ve Venüs.”
E-: “Evet, kesinlikle, üstelik bir kadın olarak seks konusunda daha ileri görüşlü ve uzun vadeli değerlendirmeye, olayı sadece sikişme açısından değil daha çok ilişki açısından düşünmeye doğa tarafından programlandığını da biliyor ve bu yüzden birden çözülüp de biriyle yatarsa yine bir noktada kendisinden yararlanıldığını sanıyor.”
K-: “Bu da elbette, içinde yaşadığımız postfeminist çağın aynı zamanda postmodern çağ olmasından kaynaklanıyor, bu çağda artık herkesin bütün o gösterge kodları ve kültür gelenekleri altında aslında neler olup bittiğini bildiği sanılıyor, herkesin diğerlerinin hangi paradigmalar üzerinden dünyaya baktığını bildiği sanılıyor, yani hepimiz birey olarak cinselliğimizden fazlasıyla sorumluyuz, çünkü yaptığımız her şey artık öngörülemez bir şekilde bilinç ve bilgi yüklü.”
E-: “Bu arada kadın hala bir eş bulup yerleşmek, yuva kurup üremek gibi muhteşem, salt biyolojik bir baskı altında, mesela “Kurallar”* denen şu şeyi oku istersen, sonra da niye popüler olduğunu başka türlü açıklayabiliyorsan açıkla.”
K-: “Asıl nokta şu, günümüzün kadınlarından artık hem çağdaş olana hem de geçmişe karşı sorumlu olmaları bekleniyor.”
E-: “Biyolojiyi de unutmayalım.”
K-: “Biyoloji zaten geçmiş ile kastettiğim şeyin kapsamında.
E-: “Yani geçmiş kelimesini Foucault’cu bir bağlamda kullanıyorsun.”
K-: “Ben biyoloji ve evrimin de bir parçası olduğu bir dizi etkene verilen bilinçli ve kasıtlı insani tepkiler toplamı olan geçmişten bahsediyorum.”
E-: “Önemli olan bunun kadınlar üzerinde katlanılmaz bir yük oluşturması.”
K-: “Asıl önemli olan aslında bu iki sorumluluğun mantık açısından çelişmesi.”
E-: “Modernliğin kendisi geçmişte kalmış bir fenomen olsa bile, derdi Foucault.”
K-: “Ben sadece kimsenin mantıksal açıdan algıda birbirinden farklı ve birbiriyle çelişkili sorumluluk kümelerini üstlenemeyeceğini söylüyorum. Bunun tarihle alakası yok, saf mantık .. “
E-: “Kendi payıma, ben medyayı suçluyorum.”
K-: “Peki çözüm ne?”
E-: “Sözgelimi Cosmo’da örneğine rastladığımız şizofrenik medya söylemi bu, yani bir yandan özgür olacaksın, diğer yandan koca bulmayı garantileyeceksin.”
K-: “Çözüm günümüz kadınlarının seksüel sorumluluklarını algılama biçimleri açısından olanaksız bir konumda bulunduklarını fark etmektir.”
E-: “Çocuk da yaparım kariyer de”
K-: ”Ayrıca, bu durumda, çözüm olmaksızın çatışan iki sorumluluk kümesiyle karşılaşmış her insanın doğal olarak isteyeceği şeyi isteyecekler. Yani gerçekten isteyecekleri şey bu sorumlulukların dışına çıkmak için bir fırsat olacak.”
E-: “Bir kaçış yolu.”
K-: “Psikolojik olarak düşünürsek.”
E-: “Arka kapı.”
K-: “Tutku denen şeyin sonsuz önemi de buradan geliyor.”
E-: “Hem sorumluluk sahibi hem de tutkulu olmak istiyorlar.”
K-: “Hayır, istedikleri öyle büyük, öyle boğucu, öyle güçlü ve karşı konulmaz biçimde tutku duymak ki içselleştirdikleri sorumluluklarına ihanet ettikleri için herhangi bir suçluluk ya da gerginlik hissetmemek.”
E-: “Başka deyişle bir erkekten bekledikleri şey tutku.”
K-: “Ayakları yerden kesilsin istiyorlar. Akılları başlarından gitsin. Tüy gibi olsunlar. Sorumlulukları arasındaki mantıksal çelişki çözülemez, ama bu çelişkiye dair postmodern farkındalıklarına yönelik bir çözüm getirilebilir.”
E-: “Kaçış. İnkar.”
K-: “Yani ta derinlerde, başka hiçbir seçenekleri kalmadığını, bu olayın her şeyi aştığını, postfeminist sorumluluklar diye bir şey olduğunu bile unutabildiklerini hissettirecek kadar tutkulu ve güçlü bir erkek istiyorlar.”
E-: “Ta derinlerde, sorumsuz olmak istiyorlar.”
K-: “Sanırım katılıyorum buna, ama bence gerçekten kendi hataları sayılmaz, çünkü bilinçli yaptıklarını sanmıyorum.”
E-: “Çocuk bilinçaltında yükselen Lacan’cı bir çığlık denir buna jargonda.”
K-: “Yani anlaşılabilir bir şey, değil mi? Mantıksal açıdan çelişkili sorumluluklar günümüz kadınlarına ne kadar dayatılırsa, onların aşırı güçlü, tutkulu bir erkeğe, onları tutkuya boğup ellerinden başka türlüsünün gelemeyeceğine inandırarak bu çifte açmazı geçersiz kılacak bir erkeğe duydukları arzu artacaktır; böylelikle seks, sorumlu tutulacakları bilinçli bir seçim olmaktan çıkacak ve sorumluluk almak gerekirse bunu yapmakla yükümlü taraf erkek olacaktır.
E-: “Bu da sözde feminist ne kadar iddialıysa, yattıktan sonra sana musallat olup peşini bir türlü bırakmama ihtimalinin o kadar yüksek olmasını açıklıyor.”
K-: “Ben buna katıldığımdan pek emin değilim.”
E-: “Ama feminist ne kadar iddialı olursa, beyaz atınla içeri dalıp onu sorumluluklarından kurtardıktan sonra sana o denli minnettar ve bağımlı kalacaktır.”
K-: “Kabul etmediğim kısım sözde kısmı. Bugünün feministlerinin bütün o otonomi laflarını ederken bilinçli bir samimiyetsizlik içinde olduklarına inanmıyorum. İçine düştükleri çifte açmazın suçlusunun onlar olduğuna da inanmıyorum. Ama temelde, geçmişten bugüne kadınların kendileri için sorumluluk alma konusunda ciddi anlamda donanımsız olduklarını kabul etmek zorundayım sanırım .. “
E-: “Sanırım ikiniz de erkekler tuvaletinin nerede olduğunu bilmiyorsunuz.”
K: “Taş Devri’nden kalma-üniversiteli-herifin-teki-cinselöznelliklerini-destekleyemeyecek-kadar-güvensiz-olduğu-içinkadınları-aşağılıyor mealinde söylemiyorum bunları. Suçun onlarda olmadığı besbelli, bu yüzden de küçümseme ya da suçlamalara karşı onları savunmak için elimden geleni yaparım.”
E-: “Yani artık doğanın çağrısına yanıt verme vaktim geliyor gibi.”
K-: “Yani, sırf evrim açısından bakılsa bile, belli bir otonomi/sorumluluk eksikliğinin ilkel çağlardaki dişiler için apaçık bir genetik üstünlük olduğunu kabul etmek zorundasınız, çünkü zayıf otonomi duygusu ilkel dişiyi besin ve korunma adına ilkel erkeğe yönelten şey.”
E-: “Daha otonom, erkeksi dişiyse çıkmış kendi başına avlanıyor, daha doğrusu yiyecek için erkeklerle rekabet ediyor olacaktı.”
K-: ‘Ama önemli olan eş bulup üreyenlerin kendine yetme konusunda daha başarısız, daha az otonom dişiler olması.”
E-: “Ve çocuk büyüten.”
K-: “Ve böylece türe katkıda bulunan.”
E-: “Doğal seleksiyon, ava gitmek yerine eş bulanları yeğledi. Dişi avcıları tasvir eden kaç tane mağara resmi gördünüz ki?”
K-: “Tarihsel olarak, tırnak içinde güçsüz dişi eş bulup üredikten sonra, çocuklarına dair takdire şayan sorumluluklar üstlenmiştir. Dişileri sorumluluk alma yetisi yok sayılmaz yani. Benim bahsettiğim bu değil.”
E-: ‘Annelikte üzerlerine yok.”
K-: “Burada bahsettiğimiz, tek başına yaşayan, ilk gebeliğini tecrübe etmemiş dişiler, onların genetik-tire-tarihsel otonomi yetenekleri, çünkü bu bir bakıma, erkeklerle ilişkilerinde, kendilerine karşı sorumluluklarıydı.”
E-: “Evrim bunu onlardan çalmış. Dergilere baksanıza. Aşk romanlarına baksanıza.”
K-: “Kısacası, günümüzün kadını, otonomiyle ilgili bütün söylediklerinin aslında çifte açmazların ıssızlığında umutsuz çığlıklar olduğunu ayırt etmek üzere. Arzuladığı hem tutkulu bir hassasiyete, hem de bu durumu fark edecek tümevarımsal teçhizata sahip bir erkek.”
E-: “Hepsi bunu istiyor. Sadece söyleyemiyorlar..”
K-: “Bizi, günümüzün özenli erkeğini, hem terapist hem rahip olmak gibi paradoksal bir role sokuyorlar.”
E-: “Aklanmak istiyorlar.”
K-: “‘Kendi başımın çaresine bakarım,, “Bir erkeğe ihtiyacım yok,’, t’Kendi cinselliğimden ben sorumluyum,” dedikleri zaman, aslında onlara unutturmanızı istedikleri şeyleri dile getiriyorlar.”
E-: “Kurtarılmak istiyorlar.”
K-: “Belli bir düzeyde söylediklerine canı gönülden katılıp saygı duymanızı istiyorlar, ama daha derin bir düzeyde bütün bunların saçmalık olduğunu anlayıp onları beyaz atınıza oturtarak erkeklerin ezelden beridir yaptığı gibi tutkuya bağlanmanızı istiyorlar .. “
E-: “Bu yüzden söylediklerini doğrudan anlamaya çalışmamak gerekir yoksa fıttırır insan.”
K-: “Temelde, bütün bunlar hassas, göstergebilimsel şifrelerden ibaret, modern öncesinin şövalye ve soyluluk sosu gitmiş, onun yerine postmodern otonomi ve sorumluluk sosu gelmiş.”
E-: “Su dökmek için ara vermem gerek gerçekten şimdi.”
K-: “Şifrenin içinde kaybolmamanın tek yolu bütün olaya mantık açısından bakmak. Bu kadın gerçekten ne diyor?”
E-: “Hayır, evet demek değildir, ama hayır demek de değildir.”
K-: “Yani, zaten daha en başından mantık yeteneği bizi hayvanlardan ayıran şeydir.”
E-: “Gücenmeyin, ama mantık kadının güçlü olduğu bir yan değildir.”
K-: “Bütün cinsellik durumu mantıkdışı olsa bile, günümüz kadınını mantık açısından güçsüz ya da yaylım ateşi halinde durmadan paradoksal sinyaller veriyor diye suçlamak da anlamlı sayılmaz.”
E-: “Başka deyişle, sorumluluk taşımadıkları için sorumlu tutulamazlar, diyor K.”
K-: “Bu biraz karmaşık ve zorlu ama eğer kafanızı kullanırsanız olanaksız değil, diyorum.”
E-: “Çünkü bir düşünsenize: eğer gerçekten olanaksız olsaydı türümüz nerede olurdu şimdi?”
K-: “Yaşam her zaman yolunu bulur.”
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder