Tufeylî tabirinin Türkçedeki karşılığı dalkavuk olmakla birlikte, sözlükte yalaka, asalak, parazit, ziyafete davetsiz giden kimse, yanaşma, onun bunun sırtından geçinen gibi anlamlara gelmektedir.71 Buna göre Dalkavukluk onur kaygısı yaşamayan, yeteneğine güvenmeyen, çalışmayı sevmeyip kısa yoldan zengin olmayı umanlar için makam, servet, güç veya şöhret sahiplerine karşı yapılan, karşılığında maddi çıkar elde edilen bir davranış şeklidir. Tufeylî tabirine sosyal perspektiften baktığımızda ise, zor hayat şartlarında günlük ihtiyacını karşılamak için, bir dilim ekmek peşinde koşan arsız ve yüzsüz insanlar gelmektedir. Aslında onları bu duruma iten temel etken, mülkün eşit dağıtılmaması neticesinde ortaya çıkan zengin-fakir arasında oluşturulan uçuruma bir isyandır. Abbâsî döneminde Tufeyl b. Zellâl ve Osman b. Derrâc bu gruba en güzel örneklerdir.
Tufeyl b. Zellâl, Gatafan kabilesine mensup Kûfe’li bir şairdir. Düğünlerin davetsiz misafiri anlamına gelen “Tufeylu’l-Arâis” lakabını alan şair, oğlu Abdülhamit’e verdiği öğütte, Tufeylî olmanın ince ayrıntılarından bahsetmektedir. Şair şöyle demektedir:
“Eğer bir düğüne gidecek olursan, etrafı korkak bakışlarla süzme! orada toplanan davetlileri bu şekilde başından savarsın. Eğer düğün çok kalabalık ise, sağa sola emirler yağdır ki, hem gelin hem de damat tarafı, seni düğün sahiplerinden zannetsin. Eğer ki kapıcı kaba ve suratsız biriyse, şiddet kullanmaksızın işe ilk olarak ona emirler yağdırarak başla”72
71- Feyrûzâbâdî, Kâmûsu’l-Muhît, s. 1025; Mu’cemu’l-Vasît, s.560; el-Müncid fi’l-Luga, s.912.
72 - Hafnî , Şi’ru’s-Saâliyk, s.317-318.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder