30 Haziran 2023 Cuma

Siyak ve Sibak Ne Demek?

 Peki siyâk ve sibâk ne demek? Öncelikle siyâk ve sibâk kavramları Arapça kökenlidir. 

Siyâk kelimesi sözlükte “sâka – yesûku – sevkan ve siyâkan fiilinden gelen fi‘âl vezninde bir mastar olup göndermek, sürmek, sevketmek, salmak gibi anlamlara gelirken, sibâk kelimesi ise “sebeka-yesbiku/yesbeku-sebkan ve sibâkan kökünden fi‘âl vezninde bir mastar olup “yarışta, savaşta, ilimde, Müslüman olmada, kısaca hemen her alanda ilk, öncü ve birinci olmak” gibi manalara gelmektedir.


Terimsel anlamları olarak da siyak kelimesi “sözün gelişi, sevk edilişi” anlamına gelmekteyken sibâk kelimesi ise “sözün baş tarafı ile olan bağlantısı, sözün evvelinden, öncesinden gelen mâna, evveliyet” gibi anlamlara gelmektedir.


Bu kavramlar beraber olarak Kur’an ilimlerinde önemli yer teşkil etmektedir. Bir ayetin tam olarak anlaşılabilmesi bu iki kavram neticesinde ortaya konulabilmektedir. Nitekim bir ayetin öncesinde ve sonrasında bulunan ayetler vesilesi ile anlaşılabilme durumu pek çok kez karşımıza çıkmaktadır.


siyak ve sibak


Siyak ve Sibak Ne Demek Kur’an’dan Örnekler

Örnek olması hasebiyle; “Ribâ ( faiz) yiyen kimseler, şeytan çarpan kimse nasıl kalkarsa ancak öyle kalkarlar. Bu ceza onlara, ‘alış-veriş de faiz gibidir’ demeleri yüzündendir. Oysa Allah, alışverişi helal, faizi de haram kılmıştır. Bundan böyle her kim, Rabbinden kendisine gelen bir öğüt üzerine faizciliğe son verirse, geçmişte olanlar kendisine ve hakkındaki hüküm de Allah’a kalmıştır. Her kim de yeniden faize dönerse işte onlar cehennem ehlidirler ve orada süresiz kalacaklardır.” (Bakara 275) bu ayeti incelemeye alırsak ilk kısmı okunduğu taktirde şeytan çarpması neticesinde haşrolacakları söylenen kimseler sadece faiz yiyenler olarak anlaşılabilir ancak ayetin siyakını yani sonrasını incelediğimiz zamanda bu durumun sadece faiz yiyenleri içermediği ayrıca onu alışverişe benzetmek suretiyle helal sayanları da kapsadığı anlaşılmaktadır.


Bir başka örnek olarak; “(Ey Peygamber!) Senden önce de kendilerine vahyettiğimiz erkeklerden başkasını peygamber olarak göndermedik. Eğer bunu bilmiyorsanız, zikir ehline sorun.”(Nahl,43) bu ayette ise zikir ehli denilirken kapsam çok geniş bir alanı ihtiva etmektedir. Ancak bir önceki ayetin önceki kısmı incelendiği taktirde buradaki zikir ehlinden maksadın Tevrat ve İncil alimleri olduğu ortaya çıkacaktır. Bu gibi örnekler çoğaltılabilmekle beraber sadece peş peşe gelen ayet gruplarını kapsamamakta bazen de sureler arası bir hiyerarşiyi de içerebilmektedir.


Siyak ve Sibak Ne Demek Olduğuna Dair

Siyâk-Sibâk kelime grubunun özellikle Kur’ân ilimlerindeki katkısı ortadayken bundan hareketle de hayatımızın birçok alanında bu terkiple karşı karşıya kalabilmekteyiz. Yaptığımız işler, söylediğimiz sözler, gittiğimiz mekanlar hep bir ilişki çerçevesinde meydana gelmektedir. Eğer birisi bizleri sinirlendirmişse o olaydan sonra başka biriyle olan konuşmamızda sözlerimiz sert ve kırıcı şekilde olabilmektedir. Karşımızdaki kişi bu olayı sorguladığında öncesinde sinirli olduğumuzu ve bundan dolayı ona karşı bu şekilde davrandığımızı anladığı taktirde aslında meselenin öncesi ve sonrası ile ilgilenmiş olmaktadır. Ya da bir iş yeri ile anlaşmamızda karşı tarafın sözüne sadık kalmaması neticesinde bir sonraki iş ilişkimizde ya onlarla anlaşmaya yeltenmemekteyiz ya da daha ağır şartlar üzerine anlaşmayı bina etmekteyiz. İşte burada da meselenin önünü arkasını tartmış bulunmaktayız.


siyak ve sibak ne demek


Daha birçok alanda olduğu gibi örneğin tarihi meseleleri de anlarken öncesini ve sonrasını ortaya koyduğumuz taktirde mesele gün gibi ortaya çıkabilmektedir. Örnek olması hasebiyle Osmanlı padişahlarından Sultan II. Osman’ın katledilmesi olayını sıradan bir kalkışma olarak nitelendirmek yanlış olacaktır. Yeniçerilerin haddi aşmalarının neticesinde o güne kadar katlanarak giden baş kaldırmalar Genç Osman’ın katline sebebiyet vermiş ve bu meseleyi bu minvalde ortaya koymakta direkt olarak tarihin anlaşılmasında daha açıklayıcı olabilmektedir. İşte hepimizin, her alanın içerisinde bulunan bu önemli detay sayesinde meseleler daha mantıklı izah edilebilmekte, olaylara karşı tutum ve davranışlarımız değişebilmektedir.


Bu kelime grubunun yani Siyak-Sibak anlamının hayatımızdaki bu denli etkisi bir anda ortaya çıkmamakla beraber aslında herbirimizin bir parçası halinde asırlar boyu taşınmıştır. Biz de bütün bu durumlardan hareketle sitemize bu ismi vermiş bulunmakta ve çalışmalarımızı da bu minvalde gerçekleştirmekteyiz. Ortaya konulan yazılar, içerikler belirli niteliklere sahip kimseler tarafından belirli ölçütler ile işlenmekte ve meseleler önü arkası düşünülerek yazılmaktadır. Tabiki birçok içeriğin bu şekilde değerlendirilmesine gerek yoktur ancak bilgisel, tarihsel, gündemsel olay ve durumlar bu kavram birliği üzerine inşa edilmektedir.

Muvazzak Edebiyat ve Bir Zamanlar Anadolu'da

 





Mors Alfabesi

 Mors Alfabesi

Latin


A .- B -... C -.-.

D -.. E . F ..-.

G --. H .... I ..

J .--- K -.- L .-..

M -- N -. O ---

P .--. Q --.- R .-.

S ... T - U ..-

V ...- W .-- X -..-

Y -.-- Z --.. Ç -.-..

Ğ --.-. İ .-..- Ö ---.

Ş .--.. Ü ..--


Sayılar


0 ----- 1 .---- 2 ..---

3 ...-- 4 ....- 5 .....

6 -.... 7 --... 8 ---..

9 ----.

Noktalama


. .-.-.- , --..-- ? ..--..

' .----. ! -.-.-- / -..-.

( -.--. ) -.--.- & .-...

: ---... ; -.-.-. = -...-

+ .-.-. - -....- _ ..--.-

" .-..-. $ ...-..- @ .--.-.

¿ ..-.- ¡ --...-


Mors Alfabesi Nedir?

Mors alfabesi veya Mors kodu, telekomünikasyonda kullanılan, her bir karakterin nokta veya çizgi olarak adlandırılan kısa ve uzun iki farklı sinyal ile aktarıldığı bir karakter kodlama şemasıdır.


Mors Alfabesini Kim Buldu?

Samuel F. B. Morse ve asistanı Alfred Vail, telgraf teknolojisinde kullanılan alfabe olan Mors alfabesinin mucitleridir.



Mors Alfabesi Ne Zaman Bulundu?

Mors alfabesinin 1830'lu yıllarda ortaya çıkmış ve 1840'lı yıllar boyunca geliştirilmeye devam ederek bugünkü halini almıştır.



Mors Alfabesi ile Gönderilen İlk Mesaj Nedir?

"What hath God wrought?" (Türkçesi: "Tanrı neler yaptı!"), Samuel F.B. Morse tarafından, 24 Mayıs 1844'te, Baltimore - Washington telgraf hattınının açılışında Mors Alfabesi ile gönderilmiş ilk resmi mesajdır. Bu mesaj, Eski Ahit'in bölümlerinden Çölde Sayım'da yer alan bir cümledir.


Mors Alfabesi Patenti Ne Zaman Verildi?

Mors alfabesini oluşturan telgraf sinyalleri için Samuel Morse'un yapmış olduğu başvuru, ABD Patent Enstitüsü tarafından 20 Haziran 1840'ta onaylanmıştır. Öte yandan, Robert Koleji'nin kurucusu Cyrus Hamlin'in anılarında aktardığına göre, telgraf için yaptığı katkılardan ötürü, Samuel Morse, Sultan Abdülmecid tarafından 1847 yılında Nişan-ı İftihar ile onurlandırılmıştır.


Osmanlı İmparatorluğu'nda İlk Telgraf Hattı Hangi Padişah Zamanında Kurulmuştur?

Osmanlı’da ilk telgraf hattı, Sultan Abdülmecid'in padişahlık döneminde, 19 Ağustos 1855'te İstanbul-Edirne hattı üzerinde kurulmuştur.



Osmanlı İmparatorluğu'nda Mors Alfabesi ile Gönderilen İlk Mesaj Nedir?

Şumnu-Edirne-İstanbul hattında 10 Eylül 1855 tarihinde Fransızca çekilen ilk telgrafta, müttefiklerin Sivastopol'a girdiği müjdelenmiştir.


Mors Alfabesini Osmanlı Alfabesine Kim Uyarlamıştır?

Mors alfabesi, Osmanlı alfabesine Mustafa Efendi tarafından uyarlanmış, Mustafa Efendi'nin düzenlemiş olduğu bu alfabe, Mustafa Alfabesi adı ile Osmanlı Telgraf İdaresi tarafından uzun yıllar kullanılmıştır.



İlk Türkçe Telgraf Ne Zaman Çekilmiştir?

İlk Türkçe telgraf, Mustafa Efendi tarafından 3 Mayıs 1856'da Şumlu-Edirne-İstanbul hattında çekilmiştir.


Mors Alfabesi Nerelerde Kullanılır?

Geçmişte, özellikle askeri anlamda oldukça geniş bir kullanım alanı olan telgraf ve Mors alfabesinin, günümüzdeki kullanım alanları sınırlı olup, daha çok havacılık ve amatör telsizcilik faaliyetleri ile yardımcı teknoloji alanında kullanılmaktadır.


Mors Alfabesi Nasıl Kullanılır?

Mors alfabesinin çeşitli kullanım biçimleri mevcuttur. Film ve dizilerde rastlayabileceğiniz bu kullanımlar, yazı haricinde göz, ışık, ses ve parmaklar aracılığı ile de gerçekleşebilmektedir.


Mors Alfabesi Nasıl Öğrenilir?

Mors alfabesini, sinyalleri çalışarak ve dinleyerek öğrenebileceğiniz gibi, çeşitli sitelerde yer alan sözcük çağrışımları aracılığı ile de öğrenebilirsiniz. Ancak, 2022 yılındaki en iyi Mors alfabesi öğrenme aracı, Google'ın geliştirdiği Mors kodu desteği bulunan Gboard klavye ve bu klavye için hazırlanmış özel eğitimdir.


Mors Alfabesi ile İsim Nasıl Yazılır?

Eğer Mors kodunu yeni öğreniyorsanız, Mors alfabesi tablosundan isminizi oluşturan her bir harfin karşılığına bakabilir, Mors alfabesi çevirici aracılığı ile isminizin Mors kodundaki karşılığını görüntüleyebilirsiniz.


Mors Alfabesi Çeviri Nasıl Yapılır?

Mors alfabesi çeviri yapmak için tabloyu kullanabileceğiniz gibi, Mors Alfabesi Çevirici aracılığı ile hızlı ve direkt olarak Mors alfabesinden metne, metinden de Mors alfabesine çeviri yapabilir, sesli mors çevirisini dinleyebilirsiniz.



Mors Alfabesi Çevirici Nedir?

Mors alfabesi çevirici, Mors kodunu metne, metni de Mors koduna dönüştüren, kullanımı oldukça kolay ve tamamen ücretsiz bir Mors tercümanıdır. Online Mors alfabesi çevirici ile dileyen herkes, İngilizce, Türkçe veya herhangi başka bir dildeki yazıyı, Mors koduna çevirebilir. Mesela ülkemizde bir dönem oldukça popüler olmuş, hatta çeşitli şarkılarda bile kullanılmış Nokia SMS sesini hatırlıyor musunuz? "... - ..." kodunu Mors Kodu kutucuğuna yapıştırıp, oynat tuşuna basın. Oynadığınız oyunda gizli bir mesajı mı çözmek istiyorsunuz? Mors kodu çevirici her zaman yanınızda; yeter ki internet bağlantınız ve Mors alfabesini öğrenmek için hevesiniz olsun.



Mors Alfabesi ile SOS Nasıl Yazılır?

Mors alfabesini kullanarak SOS yazmak için: "... --- ..."


Mors Alfabesi ile Seni Seviyorum Nasıl Yazılır?

Mors alfabesini kullanarak "Seni Seviyorum" yazmak için: "... . -. .. / ... . ...- .. -.-- --- .-. ..- --"




Benjamin Bowden - Bisiklet

Benjamin Bowden

Endüstriyel tasarımcı

Benjamin George Bowden, çoğunlukla otomobiller ve bisikletler üzerine yaptığı çalışmalarla tanınan bir İngiliz endüstriyel tasarımcıydı. Bowden, etkili bir İngiliz spor arabası olan Healey's Elliott'un karoserini tasarladı. 
Doğum tarihi: 3 Haziran 1906, North Kensington, Londra, Birleşik Krallık
Ölüm tarihi ve yeri: 6 Mart 1998, Lake Worth, Florida, ABD
Eğitim: Westminster Üniversitesi

kaynak: Wikipedia





Benjamin Bowden showing off his bicycle on September 17, 1946 (Photo by J. A. Hampton).










29 Haziran 2023 Perşembe

Nah hareketi








Nah hareketi, yumruk şeklindeki bir elin başparmağının aynı elin işaret ve orta parmakları arasına yerleştirilmesiyle oluşan bir el hareketidir. Avustralya, Birleşik Krallık ve Kanada'da yaygın olarak küçük çocuklara "burnunu çaldım" şakası amaçlı kullanılırken Türkiye'de agresif ve kaba bir anlama gelmektedir.[1] Türkiye'de "nah" hareketinin sebep olduğu bir davada Yargıtay, hareketi suç saymıştır.[2]


Kaynakça

^ "Bu el hareketlerinin gerçek anlamı size şoke edecek!". CNN TÜRK. 19 Ocak 2023 tarihinde kaynağından arşivlendi.

^ "Yargıtay, 'nah' hareketini suç saydı". 22 Ekim 2020. 4 Aralık 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 1 Ocak 2021









Sevgisiz (Nelyubov) - 2017
Andrey Zvyagintsev





Nah Çekmek Küfür Mü?
27 Temmuz 20210 12.338 2 dakika okuma süresi
“Sağ elinin işaret parmağı ile orta parmağının arasına baş parmağını sokup elini yumruk haline getirerek ve kolunu ileriye doğru uzatarak “nah yaparsın” sözleri ve el hareketi Türk toplum kültürüne göre hakaret niteliği taşımaktadır.”
(YARGITAY 19. Ceza Dairesi 2019/29061 Esas, 2020/6332 Karar)

Hakaret suçu Türk Ceza Kanunu’nda şerefe karşı suçlar başlığı altında düzenlenmiş olup şikayete bağlı suçlar kategorisindedir. Suçun meydana gelmesi için kişinin şeref, haysiyet ve saygınlığını aşağılayacak somut bir fiil ya da saldırı mevcut olmalıdır.

TCK m 125 vd. Hükümlerine göre hakaret suçu 3 aydan 2 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Hakaret suçunda cezanın ağırlaştırılmış olmasını gerektiren bazı nitelikli haller mevcuttur. Bu hallerden birisi gerçekleştiğinde öngörülecek cezanın 1 yıldan az olamayacağı kanunda belirtilmiştir. Bu nitelikli haller: suçun kamu görevlisine karşı görevinden dolayı işlenmesi, suçun kişinin dinsel, siyasal, sosyal, felsefi inanç, düşünce ve kanaatlerini açıklamasından, değiştirmesinden, yaymaya çalışmasından, mensup olduğu dinin emir ve yasaklarına uygun davranmasından dolayı işlenmesi, suçun kişinin mensup bulunduğu dine göre kutsal sayılan değerlerden bahisle işlenmesi ve suçun alenen işlenmesidir.

Bu bilgiler ışığında Yargıtay 19. Ceza Dairesi, sağ elinin işaret parmağı ile orta parmağının arasına baş parmağını sokup elini yumruk haline getirerek ve kolunu ileriye doğru uzatarak “nah yaparsın” diyen kişinin sözlerinin ve el hareketinin, Türk toplum kültürüne göre hakaret niteliği taşıdığı kararına varmıştır.

T.C.

YARGITAY

19. Ceza Dairesi        

2019/29061 E.

2020/6332 K.

“İçtihat Metni”

MAHKEMESİ : 1’inci Ordu Komutanlığı Askeri Mahkemesi (Kapatılan)
SUÇ : 1632 Sayılı Kanuna Aykırılık
HÜKÜM : Beraat

Yerel Mahkemece bozma üzerine verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
Sanığın, suç tarihi itibariyle kendisinden kıdemli olan katılana yönelik olarak, sağ elinin işaret parmağı ile orta parmağının arasına baş parmağını sokup elini yumruk haline getirerek ve kolunu ileriye doğru uzatarak “nah yaparsın” dediği, sözlerinin ve el hareketinin, Türk toplum kültürüne göre hakaret niteliği taşıdığı; aynı gün, katılanın, yazılı savunmasını istemesi üzerine, koridorda katılanla karşılaşan sanığın, katılana yönelik olarak “millete baskı ile ifade imzalatmak değil, adam ol adam” dediği, sanığın anılan sözleri ve hareketi ile amiri olan katılanın onur, şeref ve saygınlığını rencide etmek suretiyle amire hakaret suçunu işlediği gözetilmeden mahkumiyeti yerine suç işleme kastı bulunmadığı gerekçesiyle beraatine karar verilmesi,
Kanuna aykırı ve Askeri Savcı ile katılanın temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden tebliğnameye uygun olarak, HÜKMÜN 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nun 321. Maddesi uyarınca, BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine, 10/06/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.






İtalya'da 14. ve 15. yüzyıla ait bazı tasvirlerde İsa'yı çevreleyen çile aletleri arasında alay etmenin parçası olan bir el hareketi dikkat çekiyor: far le fiche ("incir yapmak")

Roma'da verimlilik ve iyi şans için kullanılan bir işaret olsa da 14. yüzyıl ortalarında İtalya'da Yahuda'nın intihar ettiği ağaç olan incir ağacıyla ilişkilendiriliyor. 

1. Cercle de Mariano d’Antonio, 1440-50 (National Gallery of Umbria)
2. Niccolò di Pietro Gerini, 1405-06 (National Museum of Medieval and Modern Art, Arezzo)
3. Roberto d’Oderisio, 1354 (Fogg Art Museum)






Dürer'in çizimi de bununla ilişkili olabilir. Fakat bu el hareketinin başka el hareketleriyle olan kombinasyonun daha müstehcen anlamları var.

🖼️Bernardo Strozzi, Vanitas (Old Coquette), 1637.
🏦Pushkin Museum of Fine Arts







Albrecht Dürer Alpler'i aşarak Rönesans sanatı konusunda bilgi edinmek için İtalya'ya gittiğinde burada öğrendiği el hareketlerini defterine çizmeyi ihmal etmemiş (1496).







Kaynak:






Windby Kızı. MÖ 41 ve MS 118. 1952'de Almanya, Windeby yakınlarında bulundu.

50 yıldan daha uzun bir süre önce bir genç kızın cesedi Almanya'daki bataklıkta bulunduğunda, bilim insanları hemen onun, daha önce gördükleri diğer bataklık cesetleri gibi, doğal olmayan bir ölümün kurbanı olduğunu varsaydılar. Gözleri bağlı görünüyordu ve kafasının yarısı tıraş edilmişti.

Ancak Windeby Kızı'nın vücudunda hiçbir travma belirtisi yok ve iskeletten elde edilen kanıtlar, onun tekrarlayan hastalık nöbetleri veya yetersiz beslenme nedeniyle ölmüş olabileceğini gösteriyor.

Gözlerini kapatan yün bant muhtemelen vücudunun büzülmesinin bir sonucu olarak gözlerinin üzerine kaymış ve muhtemelen saçlarını geride tutmak veya ölümden sonra gözlerini kapatmak için kullanılmıştı.

"Yarı tıraşlı" saçları, muhtemelen kafasının bir tarafının diğer tarafına göre daha fazla oksijene maruz kalmasından kaynaklanan doğal bir çürüme sürecinin veya kazı sırasında malayla hasar görmesinin sonucuydu.

Ayrıca birkaç yıl önce bu kişinin aslında genç bir erkek olabileceği ortaya çıktı.


MÖ 41 ila MS 118 yılları arasında ölen ve Almanya'daki bataklıkta bulunan Windby mumyasının eli.








27 Haziran 2023 Salı

Boş Beyaz Sütunlar - Yeter ! Söz Milletindir!


"1960 yılının mart ve nisan aylarındayız. Demokrat Parti her gün baskı ve polis şiddeti uygulamalarıyla hızla yıpranıyor. İstanbul'da üniversite ögrenci hareketleri iyice tırmanmış vaziyette. Turan Emeksiz adında bir genç, polis kurşunuyla ölüyor. Her gün çıkan olaylarda çok sayıda öğrenci yaralanıyor. Polis şeflerinden Bumin Yamanoğlu, emrindeki polisleri İstanbul Üniversitesi bahçesine sokarak, öğrencileri dövdürüyor. Öğrenciler ile polis arasında coplar ve taşlarla adeta kıyasıya bir savaş var... Bu olaylar her gün gazetelerin manşetlerinde yer alıyor. İstanbul Üniversitesi'ndeki olaylar, bir süre sonra Ankara'ya da sıçradı. Ankara'da Siyasal Bilgiler Fakkültesi, Hukuk Fakültesi, Dil Tarih Coğrafya Fakültesi sürekli polis kordonu altında tutuluyor. Polis sık sık üniversitenin anfilerine, kantinlerine giriyor, dersleri basıyor. Bu durum, üniversitelerin hocaları tarafından şiddetle protesto ediliyor. Turan Feyzioğlu, Aydın Yalçın, Muammer Aksoy, Cahit Talas, Sadun Aren gibi önde gelen bilim adamları polis tarafından götürülüp ifadeleri alınıyor. Akis dergisi sahibi, İsmet İnönü'nün damadı Metin Toker ve Ulus gazetesi yazarı Şinasi Nahit Berker hapse atılyordu. Olaylar diğer büyükşehirlere sıçrama istidadı gösteriyordu. O günlerde yayımlanan gazetelerde, yayın yasağı nedeniyle, yazısız boş beyaz sütunlar çoğalıyordu. Gazeteler, özellikle İsmet Paşa'nın, Osman Bölükbaşı'nın

Ekrem Ali Can'ın ve muhalefet partilerinin önde gelen isimlerinin sözlerine geniş yer veriyordu. İktidar ise bunların yayımlanmasını yasak kararlarıyla önlemeye çalışıyordu. Ancak gazeteler, akşam saatlerinde kendilerine tebliğ edilen yasaklar karşısında, o yazıları sayfalarından çıkarıyor, yerini de boş bırakıyorlardı.  Bunun üzerine halk gazetelerdeki beyaz sütunları görünce, “Nedir bu boşluklar?”diye birbirine soruyor ve “Hangi haber ya da demeç yasaklandı?” diye merak ediyordu. Muhalefet partileri de bu yasaklanan yazıların aslını temin ederek, teksirle çoğaltıp dağıtıyordu. Bu sayfalar elden ele, evden eve dolaşıyordu... Buna karşı hükümetin aldığı önlem iseyeni bir kararla, gazetelerdeki boş sütunların yüzölçümünün belli bir miktarını geçmesi halinde, o gazetenin resmi ilanını kesmek, daha da önemlisi; SEKA'dan kâğıt tahsisini durdurmaktı.

...


Nisan ayında benim nöbetçi olduğum bir akşam, tam matbaadan ayrılıyordum ki, Emniyet Birinci Şube Basın Masası'nın aşina olduğumuz cipi matbaanın arka kapısı önünde durdu. Meslek ilişkileri nedeniyle, gerçek hayatta arkadaş gibi olduğumuz Birinci Şube'nin sivil memurlarından Ali Rıza Öztürk (şovmen Beyaz'ın babası), elime bir kâğıt tutuşturdu. Zaten o saatlerde gelen yazılar, “yayın yasağı”ndan başka bir şey olmazdı. Yasaklanan yazıyı başlık altından koymuştuk, İsmet Paşa'nın önemli bir demeciydi. Sayfada işgal ettiği alan ise, “resmi ilan ve SEKA kâğıdı tahsislerinin kesilmesine" yol açacak ölçüdeydi..Ne yapabilirdik? Aklımıza, linoleaum adı verilen muşambadan, bir elin avuç içinin görünümünü keserek, çıkan haberin yerine koyduk. Simsiyah bir el “dur” işareti gibi başlığın altındayer aldı. Onun altına da iri puntolarla “ARTIK YETER” diye bir lejand yazıldı. Bu el resmi Demokrat Parti'nin 1950 secimlerinde kullandığı ve altında “Artık Yeter! Söz Milletindir!" sloganı yazan renkli afişinin, simsiyah basılmış bir benzeriydi."


Yılmaz Büyükerşen, Zamanı Durduran Saat

Söyleşi: Cemalettin Taşcı

141-143.




Yeter! Söz Milletindir!1950 Türkiye genel seçimlerinde Demokrat Parti'nin kullandığı ana slogandır.

1950'de siyasi propaganda serbest bırakılınca DP radyodan ve basılı malzemeden yararlandı. Afiş yoluyla propagandanın devrimle bütünleşen ilk örneğini veren "Yeter! Söz Milletindir!" afişinde "dur" anlamında bir el vardır, altında Demokrat Parti yazar. Üstte sağda "Yeter! Söz Milletindir!" yazısı vardır.

Bu afiş mimar Selçuk Milar tarafından yapılmıştır. Tarihi tanıklıklara göre, bu afiş Demokrat Parti'nin seçimi kazanmasında kendisi kadar etkili olmuş, Cumhuriyet Halk Partisi üyeleri bile afişin etkisi karşısında şaşırmışlardır.[kaynak belirtilmeli]Selçuk Milar, CHP'lilerin de bir afiş için ricada bulunmaları karşısında, Türk milletinin demokrasiyi yaşamasını istediğini ve CHP'nin halkın oyuyla gitmesi gerektiğini söyleyerek afişine tam destek vermiştir.

Günümüz siyasetinde CHPİYİ Parti ve Ak Parti gibi partiler de sloganı bir hayli benimsemişlerdir. Özellikle Erdoğan'ın bir mitinginde sloganı kullanmasının ardından da muhalefet tepki olarak tekrardan sloganı kullanmıştır.[1][2]T


Tarihçe

"Yeter! Söz, Milletindir." mottosunun tarihsel doğrularını ve siyasi yorumları içeren metni, tarafsız bir şekilde yeniden düzenleyerek aşağıdaki şekilde sunabilirim:

İddialara göre "Yeter! Söz, Milletindir." mottosu, DP tarafından 14 Mayıs 1950 seçimlerinde kullanıldığına dair yanlış bir inanış olsa da aslında ilk defa 21 Temmuz 1946 seçimlerinde Celal Bayar tarafından dile getirilmiştir. Bu slogan, daha sonra DP'nin 1950 seçimlerini kazanarak iktidara gelmesi ve uzun süren CHP iktidarının sona ermesiyle özdeşleşmiştir. Selçuk Milar tarafından tasarlanan afişte büyük bir el üzerinde yer alan bu slogan, Türk siyasetinin en etkili propagandalarından biri olarak tarihe geçmiştir.

Yeter! Söz, Milletindir." mottosunun güçlü etkisinde, Türkiye'nin tarihindeki önemli olaylar ve iç dinamiklerin rolü bulunmaktadır. Milli Mücadele sonrası kurulan yeni düzen, iç isyanlar, 1929 Ekonomik Buhranı ve İkinci Dünya Savaşı gibi zorlu dönemlerden geçen Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucu partisi olan CHP'nin uzun süreli iktidar yorgunluğu, halkın değişim ihtiyacını hissettirmiş ve çok partili yaşamın meşruiyet kazanmasını sağlamıştır. Bu nedenle "Yeter! Söz, Milletindir." sloganı ortaya çıkmıştır.

Ancak 2023 seçimlerinde iktidar tarafından "Yeter! Söz, Milletindir." sloganının kullanılması, içerisinde çelişkili bir paradoksu barındırmaktadır. Bu slogan, mevcut düzene karşı çıkarak değişimi vurgulayan bir motto içermektedir. Ancak 20 yıldır tek başına iktidarda olan bir parti tarafından düzen karşıtı bir dil kullanılması, geçmişin hatıralarını canlandırmayı amaçlayan bir reflekstir. Ayrıca iktidarın "Yeter" demesi için eskiden var olan düzenlerin kalmadığı ve sözün artık millete ait olması gerektiği gerçeğiyle beraber, kendi 20 yıllık iktidarının meşruiyetini de sorgulamaktadır.

Muhalefet açısından ise "Yeter! Söz, Milletindir." sloganının özellikle CHP tarafından kullanılmasına yönelik eleştiriler bulunmaktadır.


Kaynakça

Değiştir

^ "CHP'li vekiller 73 yıl önceki sloganla video paylaştı: 'Yeter söz milletindir'". Sözcü. 24 Ocak 2023 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 4 Şubat 2023.

^ ""Yeter söz milletindir" sloganı... Erdoğan: Astıkları Menderes'in sloganını çalıyorlar!". CNN Türk. 2 Şubat 2023 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 4 Şubat 2023.




Bir sessizlik otelin lobisini kapladı...

 




25 Haziran 2023 Pazar

Abraham J. Twerski - Stres ve Yengeçler

 

Ünlü bilim insanı Abraham J. Twerski'den strese bakış açınızı değiştirecek konuşma.

Göz Hizasında Kent: 12 Kalite Ölçütü


Göz hizasında kent: Zemin katı tasarlamak.



Kaynak:

İnsan İçin Kentler - Jan Gehl

Koç Üniversitesi Yayınları

Çeviren: Erdem Erten

s.238-241

24 Haziran 2023 Cumartesi

İstanbul'daki kültürel değişim apartman tabelalarında gizli




YouTube · DW Türkçe

11 Eki 2020


Mehmet Kösemen'in İstanbul apartmanlarının el yazısı tabelalarını  kitaplaştırma hikayesini haberleştiren Durmuş Bayram.



Cevdet Mehmet Kösemen:
Cevdet Mehmet Kösemen 1984 Ankara doğumludur. 2002-2003 yıllarında Cornell Üniversitesi, New York, ABD’de eğitim hayatına başlamış, ardından 2007 yıllında Sabancı Üniversitesi’nde Güzel Sanatlar ve Görsel İletişim Tasarımı Bölümü’nü (VACD) bitirmiştir. 2007-2008 yılları arasında Goldsmiths College’da yüksek lisans eğitimini tamamlamıştır.“Osman Hasan and the Tombstone Photographs of the Dönmes”, “All Yesterdays – Speculative Views of Dinosaurs and Other Prehistoric Animals” gibi kitapların yazarı olan Kösemen, reklam ajansları ve müzelere editörlük desteği vermekte, ayrıca kendi kitap ve resim projelerini devam ettirmektedir.

Sanatçının web sitesi ve çalışmalarına www.cmkosemen.comve instagram.com/cmkosemen adreslerinden ulaşabilirsiniz.


Cevdet Mehmet Kösemen











Durmuş Bayram


https://durmusbayram.net/






Ankaralılar yaz gelince ne yaparlar?

  https://filmmirasim.ktb.gov.tr/