24 Aralık 2023 Pazar
12 Aralık 2023 Salı
15 Kasım 2023 Çarşamba
Furuğ Ferruhzad Ev Karadır (The House Is Black)
Çocuk-1: “Tanrım beni yarattığın için sana şükürler olsun! Bana yanan bir anne ve seven bir baba yarattığın için şükürler olsun.”
Çocuk-2: “Sana şükürler olsun ki akan suları ve bol meyveli ağaçları yarattın!”
Çocuk-3: “Bana çalışmam için el verdiğin için sana şükürler olsun!”
Çocuk-4: “Dünyanın güzelliklerini göreyim diye verdiğin gözler için şükürler olsun sana!”
Çocuk-5: “Güzel müzikleri duyayım diye bana verdiğin kulaklar için şükürler olsun!”
Adam: “İstediğim yerlere gidebileyim diye bana verdiğin bacaklar için şükürler olsun!”
Furuğ: “Bu cehennemde kimdir tanrım sana şükürler diyor? Cehennemde kimdir?”
(Yalnız bir duvar, yalnız bir adam: Haftanın günleri ): Pazartesi, Salı, Çarşamba, Perşembe, Cuma, Cumartesi…
Furuğ: “Senin adını ey yücelerin yücesi şarkılayacağım, senin adını on telli utla çalacağım; çünkü o çok tuhaf ve korkunç yapılmıştır. Gizlide oluşuyorken ve biçimleniyorken kemiklerim senden saklı değildi…”
Furuğ: “Senin defterinde benim bütün organlarım yazılmıştır ve senin gözlerin benim ceninimi görmüştür ey yücelerin yüzesi! Senin gözlerin benim ceninimi görmüştür!”
(Erkek sesi: Cüzzam hastalığı hakkında bilgi veriyor.)
Furuğ: “Dedim keşke benim de güvercinler gibi kanatlarım olsaydı, uçsaydım ve bir dinginlik bulsaydım. Uzak bir yerlere gitseydim ve çölde yuva yapsaydım. Şiddetli fırtınalardan kaçsaydım sığınaklara, çünkü yeryüzünde zorluklar ve şirretler gördüm. Dünya boşunalığa gebe kalmıştır ve zulmü doğurmuştur. Senin gücünden nereye kaçarım, senin buradalığından nereye giderim? Sabah yelinin kanatlarını alsam ve denizin en ücra yerine konsam, senin ellerinin ağırlığı üzerimde olacak. Beni avare bir rüzgara oturtmuşsun. Ne korkunçtur senin yaptıkların! Ne korkunçtur senin yaptıkların!”
Furuğ: “Kendi ruhumun acısından söz ediyorum, kendi ruhumun acısından söz ediyorum! Suskunken gün boyu süren naralarımda ruhum çürüyordu. Benim hayatımın rüzgar olduğunu anımsa!”
Furuğ: “Çöllerin kaşıkçı balığı olmuşum, harabelerin baykuşu! Ve bir serçe gibi çatıda oturmuşum yalnız. Boca olmuş su gibiyim ve leşler gibiyim ve kirpiklerimde ölümün gölgesi var! Kirpiklerimde ölümün gölgesi var.”
Furuğ: “Terk et beni, beni terk et! Çünkü günlerim nefes gibidir. Terk et beni dönüşü olmayan yere gitmeden önce, o zifiri karanlık ülkesine…”
Furuğ: “Aaah tanrım! Yaptığın canı vahşi hayvanlara bırakma…”
Furuğ: “Benim hayatımın rüzgâr olduğunu anımsa ve anımsa ki boşunalık zamanını benim payım kılmışsın. Ve çepeçevremde şenliğin şarkıları ve değirmenlerin sesi ve ışıkların aydınlığı mahvolmuştur. Ne mutlu şu anda ektiğini biçen ekincilere; elleri başakları koparmakta olan ekincilere…”
Furuğ: “Gelin ve uzak bir çölde şarkı söyleyeni dinleyin, kollarını açan ve içini çekerek: Eyvahlar olsun bana! Çünkü ruhum irinlerimin ortasında bilinçsiz kalmıştır!’ diyenin sesini dinleyin.”
Furuğ: “Ve sen ey kırmızıyla kuşanan ve altınlarla süslenen ve gözlerine sürme çeken gündüzün unutulmuşu! Kendine boşuna güzellik verdiğini anımsa! Uzak çöldeki şarkıdan dolayı ve seni küçük düşüren dostlarından dolayı…”
Furuğ: “Bize yazıklar olsun. Zira gündüz zeval bulup sona ermekte ve akşamın gölgeleri uzamakta ve bizim varlığımız, kuşlarla dolu kafesler gibi, tutsaklığın iniltileriyle dolup taşmakta. Aramızda ne zamana kadar süreceğini bilen biri yoktur… hasat mevsimi geçti ve yaz bitti ve biz kurtulmadık. Kanaryalar gibi ağlarız insaf için ve yoktur… aydınlığı bekleriz ve şimdi karanlıktır…”
(Ders sınıfında Venüs yıldızını anlatan bir çocuk sesi: “Venuz yıldızı. Bazen geceleyin çok parlak bir yıldız görürüz. Bu yıldızın adı Venüs’tür. Venüs yıldızı çok parlaktır. Venüs yıldızı bize çok yakındır. Venüs yıldızı bize göz kırpmaz.”
Öğretmen: “Neden annemiz ve babamız için tanrıya şükretmeliyiz?”
Çıcuk-1: “Ben bilmiyorum. Benim ne annem var ne babam!”
Öğretmen: “Sen bize güzel olan birkaç şey say!”
Çocuk-2: “Ay, güneş, çiçek, oyun!”
Öğretmen: “Sen de birkaç çirkin şey say!”
Çocuk-3: “El, ayak, baş!”
Öğretmen: “İçinde Ev olan bir cümle yap!”
Kara tahtaya yazıyor: “Ev Karadır!”
Furuğ: “Ve sen ey sevginin soluğu seni coşturan nehir… bize doğru ak! Bize doğru ak!”
Furuğ Ferruhzad
Ev Karadır (The House Is Black)
ev karadırEv Karadır
Yönetmen: Forugh Farrokhzad
Ülke: İran
Tür: Belgesel | Kısa Metraj
Süre:20 dakika
Dil:Farsça
Senaryo: Forugh Farrokhzad
Görüntü Yönetmeni: Soleiman Minasian
Yapımcılar: Ebrahim Golestan
İran’lı kadın şair Füruğ Ferruhzad’ın 1962 yılında çektiği ilk ve tek film. 20 yüzyıl İran Şiiri’nin en büyük isimlerinden olan ve 1967 yılında henüz 32 yaşındayken bir trafik kazası sonucu hayatını kaybeden Ferruhzad ile birlikte, o dönemde toplumdan tecrit bir bölgede yaşayan cüzzam hastalarının arasında insana dair, dünyaya dair şiirsel, ruhani ve aynı zamanda sarsıcı bir yolculuk.
Füruğ Ferruhzad (Farsça: فروغ فرخزاد, Forough Farrokhzad) (5 Ocak 1935 - 13 Şubat 1967), İranlı şair, yazar, oyuncu, yönetmen, ressam. 20. yüzyılda İran'da yetişmiş en önemli şairlerindendir.
Yaşamı
Babası Albay Muhammed Ferruhzad ve annesi Turan Veziri-Taber'in yedi çocuğundan üçüncüsüydü. Mahalle mektebinde 9. sınıfa kadar devam ettikten sonra kız sanat okuluna gitti. Burada resim, dikiş-nakış ve el sanatları öğrendi. Hicivci şair Füruğ, 16 ya da 17 yaşlarına geldiğinde Perviz Şapur ile evlendi. Eğitimine kocasının yanında Ahvaz'da devam etti. Bir yıl sonra tek çocuğu olan Kāmyār'ı dünyaya getirdi. Evliliğinden iki yıl sonra 1954 yılında Füruğ, eşinden ayrıldı. Mahkeme Kāmyār'ın velayetini babasına verdi.
Füruğ, Tahran'a geri dönüp şiir yazmaya devam etti ve Esir adını verdiği ilk kitabını yayınladı.
1958 yılında İbrahim Gülistan'la tanıştı ve dokuz ayını Avrupa'da geçirdi. Şair bu dönemde yaşamının esin kaynağı olan şiirlerine devam etti ve hızla iki kitap daha çıkardı. Bunlardan ilki Duvar ve diğeri de İsyandır.
İranlı cüzzam hastalarını ve onların sorunları ile ilgili olarak Tebriz'de film yapar. 1962 yılında filmi Kara Ev adını verdiği filmiyle dünyanın çeşitli yerlerinde ödüller kazanır. Film çekimi sırasında cüzzamlılar evinde tanıştığı Hüseyin Mansur isimli çocuğu evlat edinir.
1963 yılında Füruğ, Yeniden Doğuş adlı eserini yayınlar. Artık şiirde olgunlaşma dönemidir ve sanatsal düzeyi yüksektir. Bu kitabıyla şair, İran şiirinde derin ve etkileyici değişikliklere yol açmıştır.
13 Şubat 1967 tarihinde öğleden sonra saat 14.30'da stüdyoya gitmek için hızla seyir halindeyken karşısına çıkan okul aracına çarpamamak için direksiyonu kıran Füruğ, aracından fırlayıp, boynunun kırılmasıyla 32 yaşında hayata gözlerini yummuştur.
Modern İran şiirine önemli katkılar sağlayan şairin ölümünden sonra çalışmaları Soğuk Mevsim adıyla çıkarılan kitapta toplandı. Michael Hillman, Yalnız Kadın adıyla onun hayatını ve şiirlerini 1987 yılında yayınladı. Şairin şiirleri ve yaşamı hakkında daha pek çok makale ve kitap yayınlandı, hayatını konu eden film yapıldı.
Füruğ Ferruhzad şiirlerinde derin bir yalnızlık duygusu dikkat çeker. Bunun yanında, şiirlerinde kadınların sorunlarını ele almakta ve İran toplumunun kadınlara karşı uyguladığı ayrımcılığı eleştirmektedir. Bu fikirleri zaman zaman şiddetli tartışmalara yol açmıştır. İran'da kadınların yaşamlarının daha iyi hak ve koşullara kavuşmasını savunan şair, Şah'ın despotluğuna da karşı çıkmıştır. Şiirleri kimi zaman İran toplumunda erotik bulunmuştur.
İranlı yönetmen Abbas Kiyarüstemi'nin 1999 yapımı Rüzgâr Bizi Sürükleyecek filminin adı, şairin bir dizesinden alıntıdır.
Fransız müzik grubu Noir Désir'in Le Vent Nous Portera (Rüzgâr bizi götürecek), şairin bir şiirinden ilham alınarak yazılmıştır.[1]
Şebnem İşigüzel, Yaralarım Aşktandır tiyatro oyununda yazarın hayatını konu almış ve bu oyunda kendisini Nazan Kesal canlandırmıştır.[2]
29 Ekim 2023 Pazar
Sami Baydar 93
Sami Baydar (d. 26 Eylül 1962, Merzifon - ö. 29 Ekim 2012, Merzifon), yazar, şair, ressam.
Yaşamı
26 Eylül 1962'de Merzifon'da dünyaya geldi. Merzifon Cumhuriyet İlkokulu, Cumhuriyet Ortaokulu ve Merzifon Lisesi'ni bitirdi. İlkokul yıllarından itibaren resim yeteneğiyle aile bireylerinin dikkatini çekti. 1979’da İstanbul Devlet Güzel Sanatlar Akademisi'ne girdi. Geleneksel Türk Sanatları Bölümü’ne bir yıl devam ettikten sonra resim bölümüne geçti. Neşet Günal ve Devrim Erbil atölyelerinde çalıştıktan sonra 1987’de Devrim Erbil atölyesinden mezun oldu. Son yıllarını geçirdiği Merzifon'da kalp krizi sonucu öldü.[1]
1980 yılında ilk şiirleri Beyaz dergisinde yayınlandı.
1984'te Gösteri dergisinin açtığı resim yarışmasında ödül kazandı.
1989’da ilk kişisel sergisini Garanti Bankası Yonca Modern Sanat Galerisi’nde açtı. Çeşitli karma sergilere katıldı.
1999’da Paolo Colombo'nun küratörlüğünde düzenlenen 6.Uluslararası İstanbul Bienali’nde desenleri sergilendi.
2001'de Karşı Sanat Çalışmaları’nda Fulya Erdemci'nin küratörlüğünde gerçekleşen "Pişmanlıklar, Hayaller, Değişen Gökler" sergisinde resim ve desenleri sergilendi.
22 Eylül-22 Kasım 2003’te Fulya Erdemci'nin küratörlüğünde Proje 4L’de gerçekleşen "Organize İhtilaf" sergisine katıldı.
2007-2008 yıllarında Santral İstanbul'da açılan Modern ve Ötesi sergisinde yer aldı.
2008'de Wayne Miller ve Kevin Prufer'ın yayına hazırladığı New European Poets adlı antolojide yer aldı.
2012 yılında Paolo Colombo ve Lora Sarıaslan'ın küratörlüğünde gerçekleşen Mardin Bienali'ne katıldı.[2]
Gösteri, Defter, Beyaz, Sombahar, Ludingirra, Göçebe, Kitap-lık, Kaşgar, Öküz, Eski’Z, Geceyazısı dergilerinde öykü ve şiirleri yayımlandı.
20 Ekim 2023 Cuma
Al Bano & Romina Power - Felicità
Feliçita, Al Bano-Romina Power çiftinin 80'lere damga vuran şarkısıydı
Felicita e tenersi per mano andare lontano.
Mutluluk,el ele tutuşarak uzun süre yürümektir
La felicita e il tuo squardo innocente in mezzo alla gente.
Mutluluk,masum bakışındır insanların arasında
La felicita e restare vicini come bambini.
Mutluluk,yakın durmaktır çocuklar gibi
La felicita felicita.
Mutluluk,mutluluk…
Felicita e un cuscino di piume l’acqua del fiume che passa e va.
Mutluluk kuş tüyünden yastıktır,ırmağın akan suyudur
E’ la pioggia che scende dietro le tende.
(Mutluluk)perde arkasında inen yağmurdur
La felicita e abbassare la luce per fare pace.
Mutluluk barışmak için ışıkları kısmaktır
(Loş ışık oluşturmak anlamında)
La felicita felicita.
Mutluluk,mutluluk..
Felicita e un bicchiere di vino con un panino.
Mutluluk,sandviç ile bir kadeh şaraptır
La felicita e lasciarti un biglietto dentro al cassetto.
Mutluluk,çekmeceye senin için bir not bırakmaktır
La felicita e cantare a due voci quanto mi piaci.
Mutluluk,istediğim kadar birlikte şarkı söylemektir
La felicita felicita.
Mutluluk,mutluluk…
Koro:
Senti nell’aria c’e gia la nostra canzone d’amore che va come un pensiero che sa di felicita.
Havada,halen mutluluk tadında bir düşünce gibi yayılan aşk şarkımızın olduğunu hisset.
Senti nell’aria c’e gia un raggio di sole piu caldo che va come un sorriso che sa di felicita.
Havada halen,mutluluk tadında bir gülümseme gibi yayılan daha sıcak güneş ışığını hisset.
Felicita e una sera a sorpresa la luce accesa e la radio che va.
Mutluluk sürpriz bir akşamdır,ışığın yandığı ve radyonun çalıştığı ..
E’un biglietto d’auguri pieno di cuori.
Mutluluk,kalplerle dolu bir tebrik kartıdır
La felicita e una telefonata non aspettata.
Mutluluk,beklenmeyen bir telefondur
La felicita felicita.
Mutluluk,mutluluk…
Felicita e uns spiaggia di notte l’onda che batte.
Mutluluk,geceleyin dalgaların çarptığı bir sahildir.
La felicita e una mano sul cuore piena d’amore.
Mutluluk,aşk dolu bir kalbin üzerindeki eldir
La felicita e aspettare l’aurora per fario ancora.
Mutluluk,Güneş’in doğuşunu beklemektir,bunu bir daha yapmak için
La felicita felicita.
Mutluluk,mutluluk…
Koro:
Senti nell’aria c’e gia la nostra canzone d’amore che va come un pensiero che sa di felicita.
Havada,halen mutluluk tadında bir düşünce gibi yayılan aşk şarkımızın olduğunu hisset.
Senti nell’aria c’e gia un raggio di sole piu caldo che va come un sorriso che sa di felicita.
Havada halen,mutluluk tadında bir gülümseme gibi yayılan daha sıcak güneş ışığını hisset.
çocukken söylenen küfürlü tekerlemeler
- başını aleksandır sik sallandır‘ın çektiği tekerlemeler.
- (bkz: enene menene)
- -ney?
-basiiiim, telefon direğine asiiim, ses gelmezse bi daha basiim. nesilden nesile aktarilmalidirlar. mesela;
istanbul’da, unkapani’nda feyzullah
30’da kalmis sapinda bitmis cek feyzullah feyzullah
hu cekeriz
bos kuyulardan su cekeriz
am bulamazsak got sikeriz
serbet gibi amlar buz gibi gotler gumburder
hmfs hmfs got kokuyor
hmfs hmfs am kokuyorne pis adamlarmisiz amkfsdjkfdjs.
- (bkz: o laflar boy boy)
- hamama gittim hamam sıcaktı
bir kız gördüm çıplaktı.
kız beni öptü
o ne biçim göttü.
not: kendimden utandım yazarken. - iki yumurta bir sucuk
her yerde iki buçuk
burda bedava - denizde dalga hoş geldin abla
eteğini topla şöyle otur abla
üç kere zıpla
(hareketlerle) bir, iki, üç örnek:
biricik orta okul kankama gelsin..
yeşil yeşil gözlerin
yere gelsin dizlerin
iki sokup bir çekiym
yarrak görsün gözlerin..- sabah erken kalkar
bacak arasından sarkar
kızlar ondan korkar
bom bom bili bili bombaşı soğan gibi
dibi orman gibi
kızlar ondan korkar
bom bom bili bili bomçok kötüdür huyu
hemen çıkar suyu
kızlar ondan korkar
bom bom bili bili bomşeklinde olabilecek tekerlemelerdir.
- üsküdar bağlarbaşı
dükanlar karşı karşı
madem tiryakisin sikimin başı
ateşini yanında taşı. - aslı’yı sevdi kerem,
dağları deldi kerem.
aslı vermedi bi kerem,
ben böyle aşkı sikerem. birisi size ‘göt’ dediğinde:
ben sokayım sen bülbül gibi öt
çıkarayım kafasını şapur şupur öpşeklinde cevap olarak da kullanılabilen tekerlemelerdir.
- geçen gün babana para verdim ananas aldırdım bozuk çıktı.
peter pan stayla biri olduğumdan dolayı yakın zamanda g.tümden attığım şu tekerlemeyi de aralarında sayabileceğimiz tekerlemeler;
taşa sürttüm az geldi,
mala vurdum kan geldi,
dikecek baytar yokmuş,
ya allah ne eyleyeyim…- (bkz: it mit siktir git)
- o laflari atlattik
gotunde sampanya patlattik. - geçme namık kemal köprüsünden, ürkütürsün vakvakları. ebenin amına çam diktim git topla kozalakları.
- o laflar bizde boy boy
seni siken atlı kovboy sikerim küfrüne maruz kalındığında söylenen;
“amım yok, sikim var, seni sikmeye hakkım var” cümlesi…
bu cümle üzerine etraftakilerden birinin, “arkadaş ne laf koydu ama hareketi” yapıp ortamı kızıştırması da olmazsa olmazlardandır.
- “o laflar bayır aşağı, götüne girsin dinazor taşağı”
- salak lafına maruz kalınmasının akabininde;
salağın tersi kalastır.
girsin götüne manastır.
manastırdaki rahipler,
gelsin seni siksinler. - piç
sikimin suyunu iç
içe içe doydum
ananın amına koydum eskide kalınca güzel olabilen tekerlemeler.. de şimdi 10-15-20 sene sonraya taşınınca;
(bkz: iğrençsiniz ibneler)
futbol maclarinda da hakeme edilen kufurleri de kapsar.
hakeme gozluk,
eline sozluk,
cebine tarak,
gotune yarak.- ben diyom antartika
sen diyon gel götüme mantar tıkaya daben diyom çanakkale boğazı
sen diyon yandı götümün ağzı - aşkın kanununu
indir donunu
eyvah babam gördü
kaldır donunu
vitesi taktım beşe
çıktım e5’e
e5’te bir bayan
dedi bana dayan
dayandım dayandım
mahkemede uyandım
hakim dedi ne yaptın
siktim siktim bıraktım
ordan geçtim izmire
otuzbir çeke çeke
son durak çorum
ananın amına korum - aşkın kanununu indir donunu
çıkar kilodunu göster bana onuouv beybi - masal masal matitas
kaynanamın götü tas
pır pır eder sıçamaz
tuvalete girer çıkamazedit: muhtemelen annem söylüyordu bunu, ondan duymuştum.
yok yok, babaannemin komşusuydu. - ‘eşşoğlueşşek’ diyene cevaben ‘götü gevşek’.
veya ikisi birarada ‘eşşoğlueşşek götü gevşek’.ve bir de; kim osurdu bit osurdu** - tinki vinki
ananınki
dipsi
çok seksi
laa laa
pis kaka
po
poiçerdiği küfürler sırasıyla ananınki, seksi, kaka ve popodur. naif bir çocukluk. - göte bak göte
koy sepete yolla memlekete
memleket çorum
ben o göte korumçocukluğum tuzla sahil kısmında geçti. - ingili mingili kokiki kokiki
yes mi no mi nomini nomini
yes mi no mu?yes?
ananın amını kesno derse ne olduğunu hatırlamıyorum ama çok iğrençmişiz. - ovoovovo kim osurdu bit osurdu
yongalandı yere düştü
mancar pişti
götü şişti
tas tus
pilanguç pisortamda yellenme kokusu varsa kimin yaptıgını bulmak için işaret parmağı ağız içinde gezdirilerek başlanılan saçma tekelemeydi - istanbul’da 500 manga
mangacı başı feyzullah
biz dervişler kol gezeriz
dipsiz kuyudan su çeleriz
su bulamazsak am sikeriz
snıff snıff am kokuyor
snıff snıff göt kokuyor
mis gibi amlar şerbete damlar
koskoca götler gümbür derler
kah kuh feyzullah
çek feyzullah feyzullah
30’da kaldı feyzullah
sabun da bitti feyzullah
çek feyzullah feyzullah* nerde büyümüşüz lan biz ne pis adamlarmışız. 20 sene sonra bile nasıl hatırlıyorum o ayrı mesele. - tapşin tapşin tamama
kızlar gider hamama
hamam yolu taşlıdır
kızların götü yaşlıdır birisi küstüğünde, küsme olayını çok sallamadığımızı vurgulamak için :
küsersen küllüğüme
sarımsaklı büllüğüme derdik.- gel gidelim hamama
otur benim kamama
daha sikerdim ama
götün olmuş yalamabir de “amına koyarım” dendiği zaman ;
-amına koyma cebine koy , bayramda harcarsın. derdik bir de,
o laflar bizde boy boy
seni siken atlı kovboytekerlemesine cevaben bu tekerleme kullanılırdı;
o laflar boy boy
seni siken atlı kovboy
atlı kovboy’a para verdim
seni sikmeye ben geldim.şeklinde zamanın en iyi göt edişlerinden biri sayılırdı. çocukluk aklımızı sikeyim beynimiz ne biçim çalışıyormuş lan?!
gaziantep yöresinden
bir pirenin götüne gir
iki tilki siki
üç amcık suyu iç
dört dönde götünü ört
beş beşikten düş bokunu eş
altı altına kara çaldı
yedi yelek götüne girdi
sekiz serçe boku ağzına sakız
dokuz dedemin siki eline topuz
on osmanın sikine kon- şak şak turizimin yavşak yolcuları
31. kavşakta çek çek molası verilecektir
sabunlarınız müessesemizdendiryazarken utandım cok rezilmis tam çocukluk olmasa tuvalet kapısında aklımda kalan bir aşık atışması kıvamında idi ;
yazı yazma helaya
başın girer belaya
götürürler merkeze
siktirirler herkesealtında cevaben;
yazı yazma diyorsun
sen neden yazıyorsun
merkezde olanları
sen nerden biliyorsun?- geçme naımk kemal köprüsünden
götüne batar diken.
var mı bu alemde benim gibi
tükürüksüz göt siken.(bkz: allah belamı versin) ebe seçmek ve laf sokmak için kullanılan tekerlemelerdir, zeka ürünleridir. örneği şöyle;
çıktım incir dalına
yedim hamını mamını,
kırılırsa incir dalı
görürsün ebenin amını.hatırlanınca gülümsetenlerdir…
ne bakıyon bana ?
benekli dana !
bi korum sana
uçarsın dama !
damda kiremit !
seni sevsin ecevit !bu neydi lan böyle !
edit: sevme şekli değişebilir…
ruh haline bağlı…
- melemez melemez
götü yandı gelemezkuvvetle muhtemel bir fıkranın içinde geçiyodu. laf dalaşında kendini galip ilan eden söylerdi bunu:
“uyduramadı yan geldi, soktum soktum kan geldi”
biz de ne pislikmişiz arkadaş…
- taktım 5’e çıktım e-5′ e
e-5 de bir bayan
dedi ‘bana dayan’
dayandım dayandım
mahkemede uyandım
hakim dedi ne iş
ben dedim ince iş(erkek kardeşten öğrenilen tekerlemeler) küfre ve küfürlü tekerlemeye sanırım ikinci sınıfta alışmıştım. her küfrü, küfürlü tekerlemeyi az çok ederdim; fakat biri hariç. şimdi onu buraya yazmaya dahi utanıyor ve bakınız vermekle yetiniyorum: #28073135.
yanımda biri “s*kerim” dediğinde cevaben bunu söylerlerdi. ben bunu işitince utanırdım. anlamını da kavrayamazdım. ne demek yani, erkek olmak penisinin olması erkeğe nasıl s*kme “hakkı” tanırdı.
yıllar geçti, büyüdüm. şimdi anlıyorum ki ataerkillik, erkek=erk kabulü daha 7-8 yaşında çocuğun düşüncesinde yer edinmiş ve çocuk bunu dile getirmekte beis görmüyor.
böyle yetişen çocuğun, bacak kadar iken “amcana pipini göster oğlum” denilerek cinsiyeti ve cinselliği yüceltilen, övünç kaynağı bellenen çocuğun büyüyünce tecavüzcü olmasına niçin şaşarsınız?
aklımda kalan bi tanesi var ki… benim gibi naif yaratılışlı bi insan o güzelim çocukluktan neden böyle iğrenç bir şey hatırlar hiç bilmiyorum. ama çok fazla bilinmeyen bu sanatsal çalışmayı da kendimle beraber mezara götürmek istemedim açıkçası. buyrunuz:
biz erkeğiz, rakı içeriz
rakı bulamazsak votka içeriz
votka bulamazsak bira içeriz
bira bulamazsak…huuakhh puuu*biz erkeğiz, karı sikeriz
karı bulamazsak ibne sikeriz
ibne bulamazsak homo sikeriz
homo bulamazsak…huuakhh puuu*biz erkeğiz, top teperiz
top bulamazsak kutu* teperiz
kutu bulamazsak taş teperiz
taş bulamazsak…huuakhh puuu*bi kaç dörtlük daha vardı da hatırlayamadım.
bonus:
o laflar bahane, seni sikmek şahane
sende bu göt varken hiç batmaz bu kerane- bir iki,
tilki siki,
camdan bakar,
kazık kakar
höt, möt,
kırmızı göt. - sabah erken kalkar
pijamadan sarkar
kızlar ondan korkar
osmancık osmancıkbaşı soğan gibi
ortası yılan gibi
dibi orman gibi
osmancık osmancıktramvaya biner
abanoz’a gider
karıları siker
osmancık osmancık parmağında yüzükler kolunda bilezikler melodisiyle söylenmek üzere:
ses veriyorum: korkma, üç, dört.
korkma sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak
yirmi beş santim yarak
al al içine
hepsi ……. piçine (x2)…. kısmı küfür edilmek istenen kişinin adıyla doldurulacak. tercihen iki heceli bir isim.
- ne bakiyon dik dik
anani mi siktik
siktiysek siktik
parasini verdik.harbi igrencmisiz. hala var midir ki boyle cocukluklar, keske olsa. - koyun copluyo musun? (bkz: koyunca hopluyo mu?)
nedenini sormayın:(
oooo camcı camcı
ananın amcı
camcı gitmiş pazara
lokum almış kızlara
kızlar yesin lokumu
camcı yesin bokumu
hop hop altıntop
bundan başka oyun yok.- alexandır sik sallandır
indir kaldır ferahlandır. - sepet sepet yumurta
sakın beni unutma
unutursan küserim
anayın damını zikerim - ete mete kodum göte
göt benzedi memleketememleketim gelibolu
benimkisi vites kolutaktım vitesi beşe
hemen çıktım e5’ee5’te iki bayan
gel dedi bana dayandayan dayan dayandım
mahkemede uyandımhakim dedi ne bu iş?
ben dedim işim sikişe5’te iş olur mu
trafik hiç durur mumasaya vurdum aleti
hakim verdi beraatiiyi günler dedim cümleten
vurdum yollara yeniden - çekmeceden kalktı tren
koca kıçında yaptı fren
benimle laf yarışına giren
ya ibnedir ya götveren
Ankaralılar yaz gelince ne yaparlar?
https://filmmirasim.ktb.gov.tr/
-
Gəlmişəm məclisə mən könlünüzü şad eləyim, Nə ki bihudə yerə naləyi fəryad eləyim. Kimsə yox sakit otursun qulaq assın sözümə, Qalmışam matu...
-
"Dark is the Night (Тёмная ночь), Büyük Vatanseverlik Savaşı ile ilgili ünlü bir Sovyet şarkısıdır. İlk olarak 1943'te savaş film...
-
Nah hareketi, yumruk şeklindeki bir elin başparmağının aynı elin işaret ve orta parmakları arasına yerleştirilmesiyle oluşan bir el hareketi...